"Almanya"

Almanya’da Uyum Barometresi 2018’in Sonuçları Açıklandı

Alman Vakıfları Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyi, "Almanya'da sığınmacılar ve göçmen kökenlilerin ülkeye uyumu" konusundaki araştırmasının sonuçlarını Berlin'de açıkladı. Araştırma, son dönemde yaşanan ırkçı dalgalanmalara rağmen çoğunluğun uyum konusunda endişeler taşımadığını ortaya koydu.

Alman Vakıfları Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyi (SVR), ülke çapında yaptığı ikinci temsilci araştırmasında ‘uyumun aktüel durumu’nu konu edindi. Araştırma göçmen kökeni olan ve olmayanlarla yapılırken iki grupta da birlikte yaşam konusundaki pozitif duruşa dikkat çekildi. Bu durumun ise özellikle toplumsal çeşitliliklerin söz konusu olduğu bölgelerde ortaya çıktığı aktarıldı. Almanyanın doğusunda birlikte yaşam ile ilgili daha kuşkucu bir yaklaşım söz konusu iken ülkenin batısında ise genel manada pozitif olarak bir yaklaşım olduğu bildirildi. Buna gerekçe olarak ise doğu bölgelerde farklı toplumsal gruplarla bir temasın olmaması, buna karşın ülkenin batısında kültürel çeşitliliğin günlük hayatın bir parçası olduğu ve farklı toplumlarla temasın yaygın olması gösterildi. 

Araştırmaya göre düşük bir eğitim seviyesi, ayrımcılık ve ırkçılık tecrübeleri, uyum konusunda olumsuz bir görüş sergilenmesine sebep oluyor. Farklı bir nokta ise, kadınların erkekelere nazaran uyum konusunda daha pozitif bir algıya sahip olması. Toplumun mültecilere karşı tutumu ise çeşitliliğini koruyor. Çoğunluk bu konuda mültecileri kabul etmekten yana olsa da ülkeye yerleşme konusunda da bir sınırın gelmesi gerektiğini savunuyor. 

Türkiye Kökenlilere Yönelik Kuşkucu Yaklaşım Sürüyor

Konuya ilişkin Alman Vakıfları Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyi’nin Başkanı Prof. Dr. Thomas Bauer, önyargıların azalmasının sadece karşılıklı kişisel temas ile mümkün olacağını vurguladı. Prof. Dr. Bauer, “Uyum barometresinin sonuçları, sıradan günlük yaşam tecrübelerine dayalı ve medyadaki söylemlere nazaran bir karşı konu oluşturmakta. Medyada yer alan söylemler elbette daha olumsuz tecrübeleri ve durumları odak noktası olarak alıp konu haline getiriyor.”dedi. Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz ise Uyum Barometresi’nin sonuçlarını şu şekilde yorumladı: “Uyum Barometresi sağlam ve stabil yüksek değerler gösteriyor. Bu iyi bir işaret. Komşuluk ilişkilerinin düzenli olduğu, arkadaş çevresinde ve iş yerinde bir temas söz konusu olduğu alanlarda toplumun görüşü fazlasıyla olumlu. Bu yüzden karşılaşmalara ve temasa imkan sunan yerlere ve huzurlu birlikte yaşam alanlarına ihtiyaç var. Öte yandan araştırmaya göre göçmen kökenli guruplar arasında Türkiye kökenlilere yönelik kuşkucu yaklaşımın ise hala toplumda hakim olduğu belirtiliyor.

“Eğitim Kalkınmak İçin  Bir Araç”

SVR – Uyum Barometresi, göçmen toplumlar arasında birlikte yaşamı; iş, sosyal ilişkiler, eğitim ve komşuluk alanlarında araştırdı. Bu dört alanda en olumlu olarak sosyal ilişkiler değerlendirilirken, en eleştirel yaklaşım ise eğitim konusunda yaşanıyor. Ankette yer alanlar kendi performans ve kabiliyetlerinin yanı sıra sosyal kökenlerinin de eğitim ve iş hayatındaki başarılarında çok önemli bir faktör oynadığını belirttiler. SVR üyesi Prof. Dr. Claudia Diehl bu eleştirinin geçerli olduğunu belirtip, “Düzenli olarak yapılan eğitim alanındaki araştırmalarda, Almanya’da eğitimdeki başarının aileye bağlı olduğunu kanıtlıyor. Hangi göçmen kökenli gruba ait olduğu fark etmeksizin, bu durumu bir çok göçmen kökenliler de böyle görüyor. Onlarda eğitimin kalkınmak için merkezi bir araç olduğunun farkındalar.”dedi.

Başörtüsü Konusunda Farklı Anlayış Hakim

SVR-Uyum barometresi, başörtüsü söyleminde ise farklı bir anlayışı ortaya koyuyor. İlk defa bütün toplumsal gurupların temsil edildiği ve pozisyonların belirtlildiği bir araştırma söz konusu. Ankette 800 Müslüman kadın yer alırken, bunların yüzde 29’u başörtüsünü kamusal alanda taşıdıklarını ifade ediyorlar. Başörtüsü takan kadınların çoğunluğu okulda ve kamusal kurumlarda başörtüsünün takılmasının serbest olması gerektiğini belirtiyor. Müslüman göçmen kökenliler okulda ve kamusal kurumlarda başörtüsünü bir tehdit olmadığını belirtirken Müslüman olmayan göçmen kökenli topluluk ise okulda ve kamusal kurumlarda başörtüsüne karşı kuşkucu bir yaklaşım sergiliyor. Bu kesim başörtüsünün bu alanlara ait olup olmadığı konusunda emin olmadıklarını ifade ediyorlar. 

Bir diğer nokta ise, uzun süredir Almanyada yaşayan göçmen kökenliler ile Almanya’ya yeni göç etmişler arasındaki farklı algıları ortaya koyuyor. Uzun zamandır Almanya’da yaşayan göçmen kökenliler, mültecilerin Almanya’ya gelmesinin suç oranlarının artmasına sebep olduğu fikrindeyken toplumun çoğunluğu ise bu düşünceyi desteklemiyor.

Günlük Hayattaki Temas Farkındalıklara Yol Açıyor

SVR-Uyum Barometresi’ni destekleyen Mercator Vakfı’nın yöneticisi Winfried Kneip, bu verilerin odağını günlük yaşama koymasının önemini vurguladı. “Karşılaşmalar ve günlük hayattaki temas çok önemli ve ancak bunlar farklılıkları beraberinde getiriyor. Aynı şekilde fırsat eşitliği konusu hala sosyal ve eğitim politikasında büyük ve önemli bir inşaat alanı teşkil etmekte. Bu alanda değişim istiyorsak ısrarcı davranmamız lazım.”dedi.

“Uyum barometresi 2018” için 2017’nin temmuz ayı ile ile ocak 2018 arasında toplam 9 bin 298 kişi ile görüşüldü. Araştırmaya katılanların 2.720’sinin göçmen kökeni yokken 1.438’ini ise uzun zamandır Almanya’da yaşayan göçmen kökenliler oluşturdu. Araştırmada Türkiye kökenlilerinin sayısının ise 1.479 olduğu aktarıldı.  Aynı şekilde katılanların 1.532’si Avrupa ülkelerinden göç edenlerden oluşurken geri kalan 1.760 kişiyi ise farklı ülkelerden gelen göçmen kökenliler oluşturdu.

Alman Vakıfları Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyi’nin  2016 yılında yaptığı, “Almanya’da sığınmacılar ve göçmen kökenlilerin ülkeye uyumu” araştırmasında da bugünki gibi olumlu bir yaklaşım ve algı gözlemlenmişti.(hç)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler