"İsveç"

Yorum: İsveç’te Tarihi Seçim Hazırlığı

İsveç seçimlere hazırlanıyor. 9 Eylül’de yapılacak genel ve yerel seçimler, bazı Avrupa basını tarafından ülke tarihinin belki de en önemli seçimi olarak gösteriliyor. Peki neden ?

6 Eylül 2018 Engin Gül

İsveç, uzunca yıllardır mülteci ve göçmenler için uyguladığı açık kapı politikası dolayısıyla göçmenler ve mülteciler için ‘cennet vatan’ olarak görüldü. Birçok farklı toplumdan binlerce mülteci ve göçmen, bu ülkenin kendileri için sağladığı hoşgörülü tavırdan yararlanmak için İsveç’e göç etti. Hükümetler bu süreçte göçmen politikalarına oldukça önem vermiş, göçmenlere birçok konuda sosyal haklar tanımıştır. 2018 seçimleri ise göç ve göçmenler hakkındaki endişelerin siyasi gündemin zirvesine oturduğu bir sosyal ortamda gerçekleşecek. Bu konudaki en büyük kaygı ise göçmen karşıtı İsveç Demokratları’nın oy oranlarındaki ciddi yükseliş. 

1988 yılında Neo-Nazi hareketinin köklerinden kurulan İsveç Demokratları seçime katıldıkları yıllardan bu yana her seçimde oylarını düzenli olarak ikiye katladı. 2010’da ilk kez İsveç Meclisi Riksdag’a girmeyi başaran İsveç Demokratları (SD), uzunca yıllardır sandıkta sağladığı başarıyı bu sene de sürdürme peşinde. Partinin liderliğini ise 2005’ten bu yana Jimmie Akesson sürdürüyor. O zamanki lider Mikael Jansson’u parti içi yapılan seçimlerde yenmeyi başaran Akasson, böylece henüz 25 yaşında parti lideri oldu. 2010 senesinde tüm oyların % 5.7’sini alarak meclise ilk kez giren SD, sonraki seçimlerde ise oylarını iki kattan fazlaya çıkararak genel seçimlerde %12.9 oy oranına ulaştı ve İsveç’in en büyük üçüncü partisi oldu. Akasson liderliğindeki partinin 9 Eylül’de yapılacak seçimlerdeki yeni hedefi ise meclisteki en büyük ikinci parti olmak için gerekli oy oranına ulaşmak olacak. 

“Sol Siyaset Avrupa’da Eskisi Kadar Güçlü Değil”

Diğer taraftan hükümetteki Sosyal Demokratlar Partisi (SAP) ise son yıllarda ciddi bir oy kaybı yaşıyor. Başbakan Stefan Löfven’in partisi son anketlerde hala çoğunluğu koruyor gibi gözükse de 2014’deki seçimde % 31 olan oy oranı, bu seneki anketlerde %24 seviyelerinde geziniyor. 1994’de tüm oyların %45’ini alan partinin bu düşüşü aslında Avrupa toplumunun içerisinde bulunduğu sosyal bir dönüşümün, İsveç özelinde de yansıması olarak değerlendirilebilir. Sol siyaset Avrupa’da eskisi kadar güçlü değil, “İskandinavya Cenneti” için de öyle. Bu durumun en büyük sebeplerinden birisi olarak artan refah gösterilebilir. İnsanların yaşam koşullarındaki iyileştirilmeler, seçmenlerin işçi hakları gibi konulara daha az ilgi duymasına neden oluyor. Göç ve küreselleşmeye ilişkin tartışmalar ise sadece İsveç için değil tüm Avrupa siyasetinin yeni trendleri olarak gösterilebilir. 

Bu bağlamda, göçmen karşıtı duygular ve Brüksel bürokrasisine eleştiriler sağ ve aşırı sağ olarak sınıflandırılan SD gibi partilerin ortak özellikleri olarak dikkat çekmeye devam ediyor. Bu partilerin aşırı sağ olup olmadığı tartışmasını bir yana bırakırsak, göç ve göçmenlere yönelik nasıl politikalar izleneceği mevzusu Avrupa politikasını son dönemde şekillendiren en önemli kriterlerden birisi oldu. İsveç de diğer Avrupa ülkeleri gibi bu durumdan nasibini aldı. İsveç Demokratları’nın bu seçim göstereceği performans ise ülkenin geleceği konusunda en önemli virajlardan birisi olacaktır.

Engin Gül

Bosphorus Migration Studies Türkiye seksiyonu direktörü, Boğaziçi Üniversitesi Tarih bölümü lisans öğrencisi.
AB Göç Politikaları üzerine araştırmalar yapıyor.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler