"GÜNDEM"

Almanya | Münster Saldırganının İsmi “Ahmet” Olsaydı Ne Değişirdi?

Dün akşam Münster'de minibüsünü insanların üstüne süren ve 2 kişiyi öldüren Jens R.'nin psikolojik sorunları olduğu söyleniyor. Peki fail "Jens" değil de "Ahmet" olsaydı bir şey değişir miydi?

8 Nisan 2018 Elif Zehra Kandemir

Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti için güneşli bir hafta sonu. Soğuk ve yağmurlu geçen haftaların ardından eyalette nihayet ilkbahar havası esiyor. Bu ilkbahar havası dün akşam üzeri Münster’de bir anda sona erdi. Memurlar ve öğrenciler şehri olarak bilinen bu ufak şehir, dün bir saldırganın Kiepenkerl isimli kafenin önündeki insanları ezip önce 2 kişiyi, sonra da kendisini öldürmesiyle büyük bir yas içine girdi. 6’sı ağır olmak üzere 20 kişinin yaralandığı saldırının yasını büyük bir dayanışma ruhu takip etti. Saldırının gerçekleştiği yere akın eden doktorlar, polisler, manevi rehberler, aynı zamanda kan bağışı yapmak için Münster Üniversite Kliniğine koşanlarla yalnızca şehirde değil, ülke genelinde de örnek bir kenetlenme yaşandı. Öte yandan 2004 yılında dünyada yaşanmaya en değer kent seçilen Münster, bu acı olayın etkilerini atlatmaya çalışırken, Almanya’da birçok insanın kafasında aynı soru yankılanıyordu: “Fail Müslüman mı?”

Aşırı Sağın “Müslüman Saldırgan” Umudu

Saldırının hemen ardından, henüz yalnızca manşetlerin ajanslara düştüğü anlarda ülkedeki aşırı sağcı kesimler için bu sorunun cevabı kesindi. Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisinin (AfD) milletvekili Beatrix von Storch saldırıdan çok kısa bir süre sonra Twitter hesabında saldırıyı siyasi mevzi kazanma kozu olarak görenlerden biriydi. Von Storch, sosyal medya hesabında Merkel’in 2015 mülteci krizinde söylediği “Bunun üstesinden gelebiliriz” cümlesini yazdı. Aşırı sağcı vekil bu paylaşımıyla, Münster saldırısının arkasında “ülkeye kontrolsüzce alınan mültecilerin bulunduğunu” ima etmeye çalışıyordu.

Fakat işin rengi soruşturmayı yürüten güvenlik güçlerinin açıklamalarıyla değişti. Kafede oturan insanların üzerine minibüs sürüp sonra intihar eden fail 48 yaşında bir Münsterliydi. Adı da Von Storch’un ve diğer aşırı sağcıların umut ettiği gibi “Ali”, “Ahmed”, “Muhammed” değil, “Jens” idi. Üstelik henüz tasdik edilmeyen bilgilere göre failin “psikolojik sorunları olduğu” söyleniyordu. Hatta Westfälische Nachrichten’in haberine göre fail mart ayı sonunda tanıdıklarına bir eposta ile veda etmiş ve üstü örtülü bir şekilde intihar edeceğini ima etmişti.

“İnşallah Müslüman Değildir”

Saldırının yaşandığı Münster’e 20 kilometre uzakta bir köyde oturan Zeliha* Hanım, 46 yaşında. Saldırının olduğu sıralarda havanın sıcak oluşunu fırsat bilip bahçede çalışıyormuş. Saldırıyla ilgili fikri sorulduğunda, “Haberleri daha izlemedim. Ne olmuş? Yoksa Müslüman mı?” diye soruyor. Saldırganın “Alman” olduğu söylenince de istemsizce derin bir nefes çekiyor. Sonra utanıp düzeltiyor: “Tövbe tövbe, ne hâle geldik! Masum insanlar ölmüş. Biz saldırgan Müslüman mı değil mi diye tartışıyoruz.”

Zeliha Hanım Münster bölgesinde yaşayan ve saldırıyı öğrenince “doğru” soruyu soramayanlardan yalnızca biri. Birçok ülkede yaşanan terör saldırıları ya da cinnet haberleri ilk duyulduğunda verilmesi gereken en temel insani tepki yavaşça yer değiştiriyor. Failin ırkı, dini, vatandaşlığı ya da kaç senedir Almanya’da yaşadığı gibi veriler üzerinden sürdürülen tartışmada odak noktası suç eylemlerini ya da kanlı cinnet vakalarını önlemekten ya da olayın yasını birlikte tutmaktan siyasi mevzi kazanmaya ve kollektif kimlikleri yarıştırmaya doğru kayıyor. Ülkedeki Müslümanlar açısından da bu tartışmanın yaralayıcı bir tarafı var, çünkü onlar da bir saldırı haberi aldıklarında, “ülkelerinde” yaşanan büyük bir acının sarsıntısını yaşamak yerine, doğrudan faile odaklanıyorlar. Ardından da “çifte standardı tespit mekanizması” devreye giriyor: “Fail Müslüman olsaydı, ohoo…” ya da “Fail Müslüman olmayınca hemen psikolojik hasta oluyor.” gibi…

Oysa bu tartışmayı aşmanın bir yolu da, acının birleştiriciliğinde ortak bir ülke için ortak endişeleri paylaşmak olabilir. Çünkü “Münster’de saldırı olmuş” haberini alan bir insan için en doğru soru “Fail kim?” değil, “Bu acıyı birlikte nasıl atlatabiliriz?” sorusu. Başlığa geri dönersek: Münster saldırganı Ahmet olsaydı da olgun bir vatandaş için değişecek bir şey olmaması gerekirdi. Çünkü hiçbir şey, dün akşamki saldırıda 2 masum insanın bu dünyadan acı bir şekilde ayrıldığı gerçeğini değiştirmiyor.

*İsim değiştirilmiştir.

 

Elif Zehra Kandemir

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ırkçılık araştırmaları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler