'Dosya: "Mülteciler"'

Bir Mülteci Şehrinde Yaşamak: Ürdün’deki Za’atari Mülteci Kampı

Za’atari Mülteci Kampı, iç savaş hâlindeki Suriye’den kaçan insanları ağırlamak için Ürdün’de açıldı. Suriye sınırına 12 kilometre uzaklıkta, Temmuz 2012’de kurulduğundan bu yana giderek artan bir nüfusa sahip olan kamp, yaklaşık 120 bin insanı ağırlıyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin idaresinde olan bu büyük “mülteci şehrinin” sorumlusu ya da diğer bir deyişle “Belediye Başkanı” Kilian Kleinschmidt ile, son zamanların en büyük insanlık faciası olan Suriye’deki iç savaştan kaçan mültecileri ve onların kamptaki yaşam imkânları hakkında konuştuk.

Bizi Za’atari Mülteci Kampı’ndaki durum hakkında biraz bilgilendirebilir misiniz? Bir mültecinin kamptaki günlük hayatı nasıl?

Kampın kuruluşundan bu yana kurtarabileceğimiz her hayatı kurtarmayı başardık. Her gün 3.8 milyon litre içme suyu (kişi başına günlük 35 litre), 2 bin 100 kalori değerinde temel gıda maddesi ve 400 bin adet ekmeği de içeren takviye gıda maddesi tedarik ediyoruz. 13 bin 500 aile prefabrik konteyner evlerde yaşıyor. 3 bin aile şu an hâlen çadırlarda yaşamakta, fakat Ocak ayı bitmeden onları da prefabrik konteynerlere yerleştirmiş olmayı umut ediyoruz. Kampta mültecilerin sağlık sorunlarıyla ilgilenen hastaneler, muayenehaneler ve sağlık çalışanları ile 3 okul ve çocuklara yönelik birçok oyun ve spor alanı mevcut. Hanelerin yüzde 73’ünde elektrik var, yüzde 70’i ise kendine ait özel tuvalet ve banyoya sahip. Kamptaki bazı caddeler asfalt kaplı, bir kısmına ise çakıl taşı dökülmüş durumda. Eski kampın sokakları ise maalesef toprak ve dolayısıyla çamurlu olduğundan iyileştirme ve onarım gerektiriyor. Kamp sakinleri şu an evlerini kışa hazırlama ve gerekli iyileştirmeleri yapmakla meşguller. Onarım işlemleri oldukça zamanlarını alıyor. 12 bin çocuk ilkokula devam ediyor. 2 bin mülteci ise insani yardım kuruluşları bünyesinde sokakların temizlenmesi veya öğretmen ve sağlık personeli olarak vasıflı hizmet alanlarında çalışıyor. Ayrıca her gün battaniye, kalın giysiler, gaz ısıtıcısı, gaz ve plastik çarşaf gibi kışlık ihtiyaç maddesi dağıtımı yapıyoruz ve kamp sakinleri de hemen her gün bu dağıtımlara iştirak ediyorlar.

Kampta farklı nedenlerle travmatize olmuş pek çok insan bir arada yaşıyor. Bu bağlamda kampta en sık karşılaşılan sorunlar neler?

80 bin sığınmacının her birinin başka bir hikayesi var ve her gece yaklaşık 700 Suriyeli sığınmacının kampa ulaşmasıyla bu hikayelere yenileri katılıyor. Bu kadar çeşitli bir insan topluluğuyla suni bir cemiyet ruhu oluşturmak barış ortamında bile zorken, bu şartlar altında daha da güçleşiyor. Güç, nüfuz ve desteklerden yararlanma konusunda bir rekabet söz konusu. Sığınmacıların pek çoğunun, ticari faaliyetlerinin yoğunluğuyla bilinen Suriye’nin güneyindeki Deraa bölgesinden gelmiş olmalarına bağlı olarak kampta da pek çok ticaret alanı oluşturuldu ve buna bağlı olarak ölçülü bir rekabet var. Sık sık aileler arasında düşmanlığa neden olan şiddet olayları patlak vermiş olsa da bu tip olaylar zamanla kamp sakinleri arasındaki ilişkilerin daha sağlam bir zemine oturmasına neden oldu; sorunların bir kısmı muhtarların da arabuluculuğuyla çözüme ulaştırılmış durumda. Erkeklerin çoğu Suriye’de kaldığından, çoğunlukla babaları yanlarında olmayan ailelerin çocuklarını kontrol etmek oldukça güç ve bu çocukların pek çoğunun çalışıyor ve sömürülüyor olması büyük bir sorun teşkil ediyor.

Kamptaki sığınmacılar, bilhassa çocuklar psikolojik destek alıyorlar mı? Onların iyimser ve gelecekten umutlu kalabilmeleri için ne gibi aktiviteler sunuyorsunuz?

Çocukların okula devam etmelerini sağlamanın yanı sıra problemli çocukları hedef alan özel destek hizmetleri sunuyoruz. Kampta Kore ve Norveç futbol kuruluşlarının yaptırdığı 7 adet futbol sahası, birkaç çok amaçlı spor alanı ve son olarak da bir tekvando merkezi var. Ürdün Prensi Ali, Michel Platini ve UEFA, futbol antrenörlerinin yetiştirilmesine destek oluyorlar ve bu anlamda ilk futbol turnuvası düzenlendi. Ayrıca bir gençlik eğitim merkezi öğrencilere okuldaki dersleri yakalayabilmeleri için ilave dersler ve mesleki eğitim konularında yardımcı olurken, kamptaki pek çok kadın merkezi de kadın sığınmacılara yönelik rehberlik hizmeti ve gelir getirici aktiviteler sunuyor.

Kampta sizi en çok etkileyen olay neydi?

Geçtiğimiz Nisan ayında çadırlardan birinde çıkan ve 4 küçük kardeşin ölümüyle sonuçlanan yangın sonrasında 200 mülteci, kayıt büromuzu istila ederek oldukça şiddetli bir protesto gerçekleştirdiler. Kalabalığı sakinleştirmeyi başardıktan sonra onlarla kamptaki mevcut sorunları ve çözüm yollarını tartıştık. Görüşmenin sonunda genç bir adam bana, “Eğer kampla ilgili planlarınızı gerçekleştirirseniz biz sizlere taş değil, ancak çiçek atarız ve size hürmet gösteririz!” dedi. Bunun için öncelikle çiçekleri yetiştirmemiz gerektiği konusunda onlarla anlaştık. Bugün artık kampın birçok yerinde çiçek tarhları var.

Fotoğraf: ©UNHCR – J.Kohler

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler